06 Aralık 2005

Yetinmeyi bilir misin ?

Yetinmeyi bilir misin? Sana verdigi kadariyla hayatin...
Gercekten elimizdekilerle yetinmeyi bilmek ne kadar onemli. Daha fazlasi daha guzeli icin elbette calismali insan ama umutsuzluga kapilmadan, elindekilerin degerini bilerek.
Tam yazmaya baslamisken Playlist'te Isin Karaca denk gelince boyle oldu iste. Hemen kissadan hisse olayina girdim sabah sabah.

Dun aksam eve gitmeden once yapmam gereken ufak bir is vardi. Jumbodan T annemin yaklasik bir sene kadar once aldigi caydanligi iki hafta once bize yemege geldiklerinde ilk defa kullanma girisiminde bulundum. Girisim diyorum, cunku henuz cay demlenmeden, alt kismi inanilmaz sekilde su akitmaya basladi. Tabi hemen baska bir caydanliga aktardik cayi ama sinirimiz bozuldu tabi. Ertesi gun hemen aldiklari ceyiz magazasina goturmusler. Adam tamir ettirelim gibi laflar edince cileden cikmislar tabi. Sirf marka diye dunyanin parasini verelim, ilk kullanimda ortaya cikan hatayi tamirle duzeltsinler. Tabi bizimkiler kabul etmeyip, yenisini istemisler. Iste dun caydanlik gelmis ben de onu almaya gittim. Ilk isim orada icine su doldurup kontrol ettirmek oldu.

Eve gider gitmez mantalari saplari koparip iclerine rondodan gecirdigim eritme peynir, sarimsak ve biraz da maydanoz karisimini doldumak oldu. Yagli kagit serdigim tepsiye mantarlari siraladim. Gecen hafta pazardan iki saat ugrasarak sectigim mantarlar jumbo sinifinda olduklari icin toplam 8 tane mantar kullandim. Bir kilo almistim nerdeyse yarisi kaldi. Artik onlari bir ara kucuk guvec kaplarinda sote sekline firina veririm. Mantarlari firinda koyup, onceki aksam haslamis oldugum patatesleri soymaya basladim. Baya sIkIcI bir is haslanmis patates soymak. Onlari ezme aletiyle ezdikten sonra, icine biraz tuz ve kirmizi pul biber, biraz da sarimsak tozu ekleyerek karistirdim. Hatice'nin gul boregi tarifini patatesli olarak uyguladim.Onlari da tepsiye dizip firina surmeye hazir halde beklettim. Fotografini cekmeyi unuttum ama. Bu arada bu aksam vakit bulursam yapmayi planladigim, vakit bulamazsam salatasini yapacagim, brokolileri duduklude hasladim. Pisirme esnasinda duduklu acayip sesler cikarmaya baslayinca hemen altini sondurdum. Kapagini da acmadim. Insallah pismistir. Bunu da halledince, dun bahsettigim Hatice'nin mozaik pastasinin krema tarifinden supangileyi yapmaya koyuldum. Toplam bes kase cikti. Bu esnada esim hazretleri geldiler. Hemen corbayi ve pilavi isitip sofraya oturduk.
Yagmur zamani esliginde yemegimizi yedik. Yemek hazirlama ve sofra kurma asamasi iyi de, yemegi yedikten sonra insanin uzerine coken agirliktan sonra baska bir is yapmak istemiyor cani. Buna kesinlikle bir formul bulmak lazim. Kesin. Bir de sevgili esim starda bilmemneyin maci var diyince butun moralim bozuldu. Nefret ediyorum futboldan.




















Bugunse menude bodrumdan aldigimiz 4 kilo barbunun son partisi ve marul salata var. Zira brokolinin akibeti henuz belli degil:)

Bu arada Su Cilgin Turkler kitabini okuyorum bu siralar. Inanilmaz guzel bir kitap. Keske lise yillarinda okuma firsatim olsaydi diye az ic gecirmedim. Ayrica Yunanli bir sevgili bulup evlenen Tugce Kazaz'a da az kufur etmedim. Gaza geldim ben yine...

1 yorum:

Su dedi ki...

Sana inanmiyorum! Restoran gibisin Ozzz.